Güncel

 

 

Diyanet “Manevî Sosyal Hizmet” Açılımına Destek Veriyor

04 Kasım 2014

Sosyal Ar-Ge Derneği’nin Manevi Sosyal Hizmet ve Manevî Bakım çalışmaları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dikkatle takip edildiği ve önemsendiği anlaşılmıştır. Bunu doğrulayan en önemli gelişme, hizmet içi eğitim programlarına manevi sosyal hizmet konularına yer vermesidir. Bu bağlamda müftülük bünyesinde gönüllü olarak sosyal hizmet kurumlarında çalışan din görevlilerine Ankara’da verilen hizmet içi eğitim programları kapsamında Sosyal Ar-Ge Derneği’nin onursal başkanı Prof. Dr. Ali Seyyar “Manevî Sosyal Hizmetler: Dünü, Bugünü, Önemi ve Uygulama Biçimi” başlığı altında 3 Kasım 2014 tarihinde üç saatlik bir seminer verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen eğitim programına 81 ilden 120’nin üzerinde din görevlisi katılmıştır. Açılış konuşmasında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez şunları ifade etmiştir:

“Din hizmeti denilince artık akla sadece namazda rehberlik, oruç, hac, cami hizmeti gelmiyor. Bu İslam’ın reddettiği, hayatı parçalara ayırmak anlamına geliyor. İslam hayatı parçalamaz. Hayatı dini hayat ve dünyevi hayat şeklinde ikiye ayırmaz. Hayatı bir bütün olarak görür. Hayatın her alanında metafizik boyutu, manevi boyutu asla ihmal etmez. Din hizmeti kavramını çok daha geniş düşünmeliyiz. Yoldaki insanlara engel olan bir taşı yoldan kaldırmayı imanın bir parçası olarak gören bir Peygamberin ümmetiyiz. Din hizmeti kavramını dar anlamda sadece ibadet hizmeti olarak görmek 20. asırda en büyük hatalarımızdan biri olmuştur. Din hizmeti kavramı üzerinde yeniden durmalıyız.”

“Toplumun dezavantajlı kesimine hizmet götürmek bizim için son derece önemlidir. O insanların bir takım ihtiyaçları var ancak o insanların belki de en çok ruhi, manevi ihtiyaçları var. Kalpleri kırılmıştır o kalplerin tamir edilmesine ihtiyaçları var. Bunu vaaz ile bilgi vermekle yapamayız. Cami hizmetiyle bu hizmeti birbirine karıştırmamalıyız. Onlarla ilgilenerek, empati yaparak, gönül dünyalarına girerek, dostluk kurarak bu hizmeti yapabiliriz. Misyonumuz, toplumumuzun sosyal hizmet kapsamına giren kırılgan kesimine din ve ahlak temelli manevi destek hizmeti sunmaktır. Bu kesimlere din ve ahlak temelli manevi destek sunmak ve bu kesimlerin, dini danışmanlık ve rehberlik faaliyetleriyle hayata tutunmalarını ve güçlenmelerini sağlamaktır. Sosyal kurumlara sığınan insanlara manevi bakım ve onarımı yaşatarak, onlarla birlikte yaşayarak, zor dönemlerini atlatmalarında onların yanında olmak, hayata tutunmalarını sağlamak son derece önemlidir. Bu kesimlere toplumla bütünleşme becerisini kazandırmak, sağlıklı ve huzurlu bir toplum yapısı inşa etmek yine son derece önemlidir.”

5 gün devam edecek eğitim programının açılışında Prof. Dr. Görmez, sosyal hizmet ilkelerini ise şu şekilde belirlemiştir:

“Dikkat etmemiz gereken bazı ilkeler var. Bunlardan birincisi, sağlam dini bilgileri, doğru metotlarla hassas kesimlere ulaştırmak… Özel okumalar yaparak, dikkatli çalışmalar yürütmek gerekir. İkincisi, sosyal hizmet kurumlarında manevi desteği sağlarken sürekliliği korumak… Bu hizmet merhameti, sevinci, şefkati taşıma hizmetidir. Bu hizmet, bir tamir hizmetidir. Kırılan kalbi tamir hizmetidir. Kalp sadece söz ile değil, en çok hal ile tamir edilir. Üçüncüsü ise, sürekliliği ve izlenebilirliği sağlamak… Sadece vaaz hizmeti verip sonrasını takip etmemek olmaz. Aşama aşama takip etmek gerekir. Bir başka ilke olarak, kurumlarda tarafsız ve gizlilik ilkesiyle bu hizmeti sunmak… Bu hizmeti yürütürken bazen bu insanlar sırlarını paylaşabiliyor. Bu sırları asla ifşa etmeden, bu sırları saklayarak hizmetlerimizi yürütmemiz gerekir. Buna dikkat etmezsek bu hizmetin en önemli ilkesini çiğnemiş oluruz. Son olarak, ayrım gözetmeden kuşatıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşım sergilemek… Buna bağlı olarak oradaki çalışanlarla işbirliği içinde bu hizmetlerimizi yürütmek…”

Açılış konuşmasından sonra ilk semineri ise Prof. Dr. Ali Seyyar verdi. Üç saat süren seminerde Ali Seyyar, maneviyat kavramının İslâm Ansiklopedisi içinde yer almadığını, halbuki İslâm’ın maneviyata bakışı bütün diğer din ve inanç sistemlerinden daha kapsamlı, anlamlı ve bütüncül olduğunu ifade etti. Maneviyatın, kader ve ahiret gibi itikadî unsurlardan bağımsız olarak ele alınmayacağının altını çizen Ali Seyyar, maneviyatın dünyaya bakan yönüyle de sosyal hizmet ile iç içe olduğunu vurguladı. Manevi sosyal hizmetler kavramı hakkında ise şunları söyledi:

“Manevî sosyal hizmetler veya sosyal hizmetlerde manevî çalışma, sosyal hizmet faaliyetlerinin, manevî insan modeline bağlı kalarak, millî, sosyo-kültürel, kültürel, manevî ve(ya) dinî değerlere uygun bir biçimde uygulanmasıdır. Bir başka deyişle manevî sosyal hizmetler, sosyal hizmet anlayışını kişilerin başta ruh olmak üzere kalp, vicdan, akıl ve irade gibi manevî haslet ve kaynaklarına yönelerek biçimlendirmek istemektedir. Hem manen (ruhen), hem de maddeten insanın saadetini ve huzurunu temin etmeyi çalışan sosyal hizmet uygulamaları olarak manevî çalışma, kişilerin sosyal bilinçlenmeleri ve topluma uyumları için, üstün ahlâkî karakter geliştirmeye yönelik sosyal ve manevî eğitimi esas alan bir uygulama biçimidir.”

Ali Seyyar, manevî sosyal hizmetlerin gayesine ise şu şekilde sıraladı:

“Manevî çalışmanın genel gayesi, kalpleri manevî, akılları ise pozitif bilimlerle aydınlanmış, fıtrî vasıflara ve ahlâkî değerlere göre hayatını tanzim edebilen, ruhu ile barışık mutlu fertler yetiştirmektir. Manevî sosyal hizmetlerin temel hedefi, sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kişinin sadece dünyada değil, ahirette de mutlu olmasını sağlamaktır. Manevî sosyal hizmetler, manevî hastalıklara ve rahatsızlıklara yakalanmış, kendini manen iyi hissetmeyen, inanç ve düşüncede sapkınlıklar içinde olan kişilerin yeniden eski ruh sağlıklarına kavuşmalarına yönelik manevî telkin ve terapi yöntemleri geliştirir. Gâye, kişinin manevî risklerden uzak durmasının yanında manevî temizlik içinde bulunmasını ve böylece iç huzura kavuşmasını sağlamaktır. Diğer taraftan manevî rahatsızlıkları olan sosyal sorunlu kişileri de menavî rehabilitasyon yöntemleriyle yeniden toplum hayatına kazandırmaktır. Kısaca gayeleri:

1.) İnsanların sosyal hayatlarını da etkileyen manevî sorunlarının çözümünde manevî kapasitelerini geliştirmek.

2.) İnsanlara manevî açılımlar tanıyan inanç sistemleri ile bağlantılı olmalarını sağlamak.

3.) İnanç sistemlerinin insanlar üzerinde daha etkili olması yönde zemin ve kurumsal yapı oluşturmak.

4.) Manevî sosyal hizmetler ruhuna uygun değişik sosyal gruplara yönelik politikaların geliştirilmesine ve uygulanmasına katkı sağlamak.

Ali Seyyar, manevî veya İslâmî sosyal hizmetler ile pozitivist sosyal hizmetlerin mahiyetinin farklı olduğunu hatırlatarak, konuşmasında her iki yaklaşımı kıyaslayama ihtiyacı duymuştur. Bu konuda şunlar ifade edildi:

“Bir bilim ve meslek dalı olarak sosyal hizmetler, sosyal risk alanına giren birey ve gruplarla ilgilendiği için, hem insan, hem de toplum bilimlerinin bir parçasıdır. Multi disiplinli bir alan olan manevî sosyal hizmetler ise, zikredilen sosyal bilimlerin yanında maneviyatın ve manevî bilimlerin de bir parçasıdır. Seküler sosyal hizmet bilim dâhil pozitivist bilimler ile manevî sosyal hizmetler dâhil manevî bilimlerin içeriği ve kapsamı birbirinden şöyle ayrılabilir. - Pozitivist bilimler, olgusal gerçekliklerden hareketle bilgi elde edip, eşyanın ve maddî varlıkların mahiyetini araştırır. Pozitivist sosyal hizmet anlayışında ve uygulamasında maneviyat, insanın haleti ruhiyesi ve psişik hallerinden oluşmaktadır. Pozitif bilimlere dayanan statükocu sosyal hizmetler, fizikî âlem ve varlıkların yanında kişilerin tutum ve davranışların üzerinde yoğunlaşıp, davranışların toplumsal normlara göre değiştirilmesini amaçlamaktadır. - Manevî bilimler ise, olgusal gerçekliklerin ötesine giderek, bunların varlık sebebini ve hikmetini araştırır. Manevî bilimlere dayanan sosyal hizmetler anlayışında, hem fizik ötesi âleme, hem de kişinin fıtratına ve ruhuna yönelme vardır. Manevî sosyal hizmetler, hem insanın manevî hallerine yönelir, hem toplumsal yapıda bunların oluşumuna katkı sağlayan manevî değerlerin unsurlarıyla ilgilenir, hem de kişinin ahiretini düşünerek, manevî rehberlik görevlerini üstlenir. Kişinin manevî kaynaklarının gün ışığına çıkartarak, tutum ve davranışlarında tabiî bir değişimin elde edilmesine yönelik hizmetlerde bulunur.”

Kaynak: http://www.diyanet.gov.tr.