Güncel

 

 

“Zengin Sahabiler” Kitabına Bir Köşe Yorumu: İnsanın Varlıkla İmtihanı

15 Kasım 2013

Milli Gazete yazarlarından İbrahim Veli, Prof. Dr. Ali Seyyar tarafından kaleme alınan “Zengin Sahabiler” kitabında varlıklı sahabilerin biyografik özelliklerine göre “beşerî ve toplumsal ilişkileri”, “toplumsal durumları” ve “dinî-manevî değerlere bağlı kalarak sergiledikleri faydalı hizmetleri” ile ilgili çarpıcı bilgilerin verildiğini ve bu yönleriyle kitabın takdiri şayan ve örnek alınacak derecede olduğunu yazdı. İbrahim Veli, “insanın varlıkla imtihanı devam ediyor” mesajını vererek, zengin sahabilerin hayatını okumakla günümüzün Müslümanlarının da bu imtihanı geçebileceğini hatırlatmaktadır. Köşe yazının tüm metni şu şekildedir:

İnsanın Varlıkla İmtihanı
İbrahim Veli
13 Kasım 2013 // Milli Gazete

 

Bireysel boyutuyla sosyal olmak, “insanî” anlamında algılanacağı gibi, toplumsal boyutuyla daha çok “topluma yönelik” veya “toplumla ilgili” anlamına gelmektedir. Aslında sosyallik, ortak medenî bağları olan iki veya daha fazla kişi arasındaki karşılıklı etkileşimdir. Karşılıklı etkileşimin etkin olabilmesi için, insanların sosyal yönlerini, üç boyutta yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Bunlar; insanî münasebetler açısından güçlü olmak, sosyal ve manevî statüler yüksek olsa da mütevazı olmak ve yüksek sorumluluk sahibi olmaktır.

Bu açıdan insanların varlıkla olan imtihanını sahabilerin yaşantılarını mercek altına alan ve ülkemizde bir ilk olan “Zengin Sahabiler: Sahabenin Varlıkla İmtihanı” isimli kitap, Prof. Dr. Ali Seyyar’ın kaleminden çıktı. Zengin sahabilerin “beşerî ve toplumsal ilişkileri”, “toplumsal durumları” ve “dinî-manevî değerlere bağlı kalarak sergiledikleri faydalı hizmetleri” takdiri şayan ve örnek alınacak derecede incelendiği eserde, Asrı-saadette yaşamış olan Müslümanların, sorumluluk, sosyal dayanışma ve yardımlaşma içinde nasıl bulunmuşlar ise bugün bu özelliklerle insanlığa öncü olunabileceği çok güzel anlatılıyor.

Ali Seyyar kitabının girişinde neden böyle bir konuya yöneldiğini ince ayrıntılarıyla şöyle açıklıyor:

“İslâm’ın sosyal ve manevî sorumluluklarıyla birlikte zenginliği teşvik ettiği tezinden hareketle örnek olarak Hz. Peygamber’in (sav) en yakın arkadaşları olan sahabiler arasında hayli zengin sayılabilecek varlıklı şahsiyetleri göstermekle yetiniyoruz. Zenginlik, Peygamberimiz (sav) tarafından hoş karşılanmamış olsaydı hiçbir sahabi, maddî yönden güçlü olmaya teşebbüs etmemiş olacağını düşünerek, varlıklı sahabilerin zenginliklerini sosyal hayata nasıl yansıttıklarını merak ettik. Zengin sahabilerin örnek hayatlarını baz alarak, zenginliğin ancak sosyal ve manevî sorumluluk bilinciyle birlikte Allah katında bir anlam taşıyabileceğini yansıtma hedefini güttük”.

Efendimiz’in dikkat çektiği: “Ben artık Allah’a şirk koşacağınızdan korkmuyorum. Fakat dünya için birbirinizle yarışıp düşmanlık edeceğinizden endişe ediyorum” meselesine çözüm arayışı için ortaya konan bu çalışma, sahabilerin özellikle üç boyutta örnek alınmasını örnekleriyle ortaya koymaktadır. Bu örnekleri kısaca sıralamakta fayda var.

İnsanî Münasebetler Açısından Güçlü Olmaları: Zengin sahabiler, kendi dünyalarından (sorunlarından) ziyade başkalarının dertleriyle yakından ilgilenmek istediklerinden dolayı, güçlü bir sosyal diyalog ağına sahip olmuşlardır. Özellikle belirli bir gâye uğruna yaşayan ümmetin fertlerine yönelik sosyal duyarlılıkları daha da belirgin idi.

Sosyal ve Manevî Statüleri Yüksek Olduğu Halde Mütevazı Olmaları: Varlıklı sahabiler, eriştikleri maddî zenginliklerinin yanında manevî yüceliklerini de her zaman koruyabilmişlerdir. Cömertliklerinin yanında alçak gönüllü olmalarından dolayı, toplumun en çok sevilen insanları arasında yer almışlardır.

Yüksek Sorumluluk Sahibi Olmaları: Sosyal sorumluluk, toplumda yaşayan insanları sevmekle başlar. Bu yönüyle zengin sahabiler, toplumda yaşayan ve özellikle mağdur ve yoksul durumda olan insanlara karşı çok şefkatli olmuş, malın emanetçisi olduklarına inanarak hareket etmişlerdir.

“Dünyanın ziynet ve güzelliği”ne aldanmadan günümüze ışık tutacak sosyal ve manevî hayatları ortaya koymak insanlığa en güzel örneklerdir. Birçoğu yoksulluğu ve açlığı da tatmış olmakla beraber Allah’ın lütfüyle zamanla varlıklı hâle gelmiş olan zengin sahabilerin, zenginliklerine rağmen, sade bir hayat yaşamayı tercih ederek özel yaşamlarında her türlü şatafattan, gösterişten, lüksten ve israftan uzak durması, bugün de takip edilmesi gereken izlerdir. Çünkü insanın varlıkla imtihanı devam ediyor.