Güncel

 

 

Cihan Haber Ajansı, Yaşlı ve Özürlülerin Manevi Bakımının Yetersiz Olduğunu Ali Seyyar’ın Bilgilendirmesiyle Duyurdu

 

27 Ekim 2011

 

Türkiye'de 500 binin üzerinde evde yaşayan bakıma muhtaç insan bulunuyor. Tıbbî tedavi, tıbbî ve sosyal bakım hizmeti alan bu insanlar, psiko-sosyal rehabilitasyon hizmetlerinin önemli bir parçası olan manevi bakımın eksikliğini yaşıyor. Manevî bakım, özellikle kronik hastalara, kalıcı sakatlığı olan özürlülere ve yaşlılığa bağlı değişik sıhhî sorunları olanlara büyük destek veriyor. Maneviyat, tıbbî ve sosyal hizmetlerde bütüncül ve birleştirici bir rol üstlenirken kişinin sağlığına daha kolay kavuşmasına veya bu mümkün değilse mevcut durumuyla barışık olmasına ve hayata bağlı kalmasına yardımcı olmaktadır.

Pek çok gelişmiş ülkede bakım hizmetlerinin bir parçası olarak kabul edilerek uygulanan manevi bakım, Türkiye'de uygulanmıyor. "Tıbbî Sosyal Hizmetlerde Manevî Bakım" isimli kitabı kaleme alan Sakarya Üniversitesi (SAÜ) öğretim üyesi Sosyal Siyaset Uzmanı Prof. Dr. Ali Seyyar, Türkiye'de sosyal bilimlerin manevi gerçeklerden uzaklaştırılarak daha çok davranışsal ve seküler bir iklime sokulduğunu söyledi.

Sosyal hizmetlerin milli kültüre uygun bir şekilde yeniden dizayn edilmesi gerektiğini vurgulayan Seyyar; "Sosyal bilim dalları maneviyat ekseninde yeniden gözden geçirilmesi lazım. Manevi bilimler ile sosyal bilimlerin birlikte paralel şekilde kaynaşarak yürütülmesi lazım. Sosyal bilimlerin ilerlemesinin sağlanabilirliği manevi bilimlere ağırlık vermekle mümkün olur. Manevi bilimler dendiğinde bizim vahiy kaynaklarımız olan Kur'an ve Sünnetin anlaşılması lazım" dedi.

Manevi bakımın sosyal bakım hizmetlerin bir parçası olduğunu kaydeden Seyyar, Türkiye'de geliştirilen bakım modellerinin tıbbi ve hemşirelik modelleri üzerine inşa edildiğini ifade etti. Seyyar, bütüncül bakım hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olan manevi bakım anlayışının, gerek sağlık alanında, gerekse sosyal bakım hizmetlerinde kurumsal bir nitelik kazanması gerektiğini belirtti. Tıbbi ve sosyal bakımın manevi bakımla takviye edilmesinin önemli olduğunu anlatan Seyyar, şunları söyledi; "İleri derece özürlülükten, yaşlılıktan veya kalıcı hastalıklardan dolayı insanlar bakıma muhtaç hale gelebilir. Korunmaya muhtaç hale gelen bu insanlara bakım hizmeti verilmezse ölüme terk edilirler. Bakıma muhtaç kişinin kendi konumunu nasıl algıladığı önemli. Burada çok sorunlar çıkıyor. İntihar edenler, hayata küsüp kendini dışlayanlar, kadere küsüp imanını yitirenler. Bütün bu tehlikeli durumlar önüne geçilmesi gereken çok ciddi sosyal ve manevi risklerdir. Dolayısıyla bakım hizmetleri alanında manevi terapistler veya sosyal ilahiyatçılar yetiştirmek suretiyle o kişilerin evlerine kadar gidilmeli ve manevi motivasyon, teskin ve teselli yöntemleriyle kendilerinin manevi huzura kavuşmalarına destekçi olunmalıdır. Hastalıklarından veya özürlülüklerinden dolayı yalnız kalan insanların toplum tarafından dışlanma ihtimali çok yüksektir. Bu insanlara özel olarak ihtiyaç duydukları bütün sosyal hizmet modelleri sunulmalıdır."

Tıbbi ve sosyal bakım modellerinin insanları mutlu etmeye yetmediğini savunan Seyyar; "İnsanlar sadece bu yönde hizmetlerle mutlu olamıyor. Sorun şu; kişi "Ben neden sakatlandım?", " Neden bu hale geldim?" diye soruyor. Manevi telkin modelleriyle bu kişinin kader anlayışını yeniden gözden geçirmemiz lazım. Biz "kadere iman ettik" diyoruz. Fakat gerçekleşen sosyal risklerin ve değişik dünyevi musibetlerin karşısında kadere karşı inancımız sarsılıveriyor. Dolayısıyla manevi sosyal hizmetler uygulamalarıyla bu olağanüstü durumlara kişilerin hazırlıklı olması sağlanabilir. Kişisel, toplumsal ve doğal felaketlere hazırlıklı olmayan insanlar manevi yönden yetersiz olmalarından dolayı psiko-sosyal şok ve çöküntüler de yaşayabilir. Biz maneviyat odaklı koruyucu sosyal hizmetler bağlamında kişilere "Altı T" modelini veya formülünü tavsiye ediyoruz. Bunu da kitabımızda uygulamaya dönük olarak açıkladık. Afet öncesi Tedbir ve Tedavi sonrası için Teslimiyet, Tevekkül, Tahammül ve Teşekkür. Her türlü tehlikeye karşı tedbir almak, aklın emrettiği bir yaklaşımdır. Buna rağmen bedenimize zarar verici bir sonuç ortaya çıkması halinde tıbbi tedavi yöntemlerine müracaat etmek ise hayata yeniden sarılmak adına önemlidir. Ancak bütün bu süreç teslimiyet bilinci ile ancak bir anlam taşır. Teslimiyet şuuruyla musibet gibi algılanan bütün olumsuz olaylar hayra dönüşebilmektedir. Tevekkül de çok önemli bir kavramdır. Allah'ı vekil kılmak suretiyle bütün dertlerimizi bertaraf edebileceğimiz gibi hayatta huzurlu ve etkin olabiliriz." diye konuştu.

Profesyonel bakıcı elemanları, bakıma muhtaç olanlar, bakıcı aile fertleri ve yakınlarına rehber oluşturması için kaleme aldığı kitabını hazırlarken Said Nursi'den ilham aldığını anlatan Seyyar, şöyle konuştu; "Ben bu kitabı yazarken hastalar ve ihtiyarlar risalelerinden yararlandım. Oradaki yaklaşım tarzı bu anlamda muzdarip olan insanlara gerçekten bir manevi ufuk açıyor. Dolayısıyla biz oradaki manevi reçeteyi günümüzün diline aktardık ve tıbbi sosyal hizmetlerle sentezleyerek bakıma muhtaç kişiler için adeta manevi gelişim programı hazırladık. "

Manevi sosyal bakım hizmetlerinin uygulanabilmesi için manevi terapist veya manevi bakım elemanlarına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Seyyar; "Din görevlilerimize hem sosyal hem de manevi bakım elemanı olabilmeleri için kurslar düzenlenebilir. Diğer taraftan ilahiyat fakültelerinde manevi bakım bölümleri açılabilir. Sosyal hizmet bölümlerinde de manevi bakım dersleri konulabilir. Böylece hem ilahiyatçıları sosyal bakım alanına kazandırmış oluruz hem de sosyal hizmet uzmanlarını manevi bakım alanına yaklaştırmış oluruz. Zaten anayasamız da kişilerin maddi ve manevi gelişimi için devlet her türlü tedbiri alır diyor. Dolayısıyla bakıma muhtaç kişilere hem sosyal hem de manevi bakım hizmetlerinin birlikte verilmesi gerekmektedir. Devlet Denetleme Kurulu da bu yönde bir tavsiyede bulunmuştu. Ancak uygulama takvimi ile bu bütüncül modeli hazırlayacak ve uygulayacak muhatap kurumlar belirlenmemişti" şeklinde konuştu.

Doğal afetler, maden ve trafik kazalarında ölenler ile şehitlerin ailelerine haber verilirken manevi sosyal hizmet uzmanının da bulunmasının faydalı olacağını ifade eden Seyyar, şunları kaydetti; "Ölüm haberleri genelde kolluk kuvveti bazen de sosyal hizmet uzmanlarının gözetiminde veriliyor. Bir anne yitirmiş olduğu evladının karşısında Ne geldi benim başıma? Niye evladımı kaybettim? Nerede kader? dediğinde manevi eğitim almamış bir sosyal hizmet uzmanı ne diyecek? Tatmin edici cevap veremiyor. Böyle durumlarda imamın da bulunması lazım. Ancak sosyal hizmet alanında hiç görev almamış imamlarımız psiko-sosyal müdahale yöntemlerini yeterince bilmemektedir. Bundan dolayı din görevlilerden gönüllü manevi sosyal hizmet elemanları yetiştirilmelidir. Bu uzmanların özellikle afet sonrası acil müdahale hizmetlerinde de bulunmaları halinde insanların şok ve depresyona girmelerini manevi telkin yöntemleriyle önleyebilirler."

Son Van Depremi ile ilgili olarak Seyyar, şunları önerdi: ‘Âfet durumlarında mağdurlara manevi sosyal hizmet sunmaya hazır meslek elemanlarının başında psikologlar, sosyologlar, sosyal ilahiyatçılar, manevî terapistler, çocuk gelişim ve sosyal hizmet uzmanları gelmelidir. Olağanüstü durumlarda mağdurların travma sonrası stres bozukluğundan kaynaklanan değişik negatif tavır ve tepkilerinin giderilmesi, manevî dünyalarıyla barışık ve topluma yeniden adapte olmaları için, her mahallede değişik sosyal mesleklerden oluşan gönüllü ekipler oluşturulmalıdır. Deprem zedelerin psikolojik, manevî ve sosyal rehabilitasyonlarıyla ilgilenecek bu ekip, afet psikolojisi, rehberlik ve rehabilitasyon konularında teorik ve pratik eğitim aldıktan sonra mahalle afet kurullarında yer almalıdır. Kısacası afetler için özel olarak tasarlanmış manevî sosyal hizmet modelleri, bütüncül afet yönetim ve programlarına dâhil edilmeli ve uygulanmalıdır’.

 

Cihan Haber Ajansı’nın bu haberi birçok haber sitesinde ve gazetede yer aldı:

Kaynak.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1195130

http://yurthaber.mynet.com/detay/sakarya-haberleri/profdr-seyyar-yasli-ve-ozurluler-manevi-bakimin-eksikligini-yasiyor/64199

http://www.haberalemi.net/guncel/profdr-seyyar-yasli-ve-ozurluler-manevi-bakimin-eksikligini-yasiyor-h312801.html